Şiddetli yağışların başkenti Rize’de her yağmur yağdığında gözler tepelere, dere yataklarına ve heyelan riski olan dik yamaçlara çevriliyor. Bu alanlarda her ne kadar devlet önlemini almaya çalışsa da yine de kaçak yapı için girişimler de vatandaşlar tarafından sürdürülüyor. Hal böyle olunca da en ufak bir yağışta yamaçlardan kopan topraklar, derelerin getirdiği pislik veya tepelerde yağmura doymuş topraklar yürekleri ağızlara getiriyor.
Rize’de afet riski taşıyan alan olarak ilan edilen ve hatta bu alanlarda yer alan evlerine karşı ev dahi alan bazı hak sahipleri o alanlarda bulunan evleri terk etmemekte direndi. Kimi evler terk edildi metruk bir hal aldı, kimi evler hak sahipleri tarafından ‘Çay sezonu kullanıyoruz’ denilerek ayakta kaldı. Rize’nin Çayeli ilçesi Derecik köyünde 21 Ekim'de şiddetli sağanak sonrası yaşanan heyelanlar nedeniyle de tüm Türkiye bu gerçekle yüzleşmek zorunda kaldı. Çünkü heyelanın meydana geldiği alan daha önce afet riski olan alan olarak ilan edilmiş ve evler için tahliye kararı verilmişti. O alanda bulunan 2’şer katlı 2 bina tamamen heyelanın altında kaldı. Bu durum ise ‘Heyelanlı alanlarda ki tahliye edilen evlerin yıkılması’ zaruretini beraberinde getirdi.
Rize’de yaşanan bu ibretlik olayın ardından Türkiye’de ki tüm illere bu konu hakkında genelge gönderildiğini dile getiren Rize Valisi İhsan Selim Baydaş, artık hak sahiplerinin boşalttıkları evi yıkmadan tapuları alamayacağını, hatta kendilerine anahtar teslimi dahi yapılmayacağını sözlerine ekledi. Vali Baydaş “Bakanlığımız burada ki hadise üzerine Türkiye genelinde bir genelge gönderdi. AFAD’ımız, devletimiz bir yerde afet riski görüyor ve bir konutun boşaltılmasını istiyorsa o kişilere, o vatandaşımıza hak sahibi olarak bir konut yapıyor ve teslim ediyor. Bundan sonra o konut teslim edilirken önceki konutunu boşaltmayana konutun anahtarı ve tapusu teslim edilmeyecek. Uygulama artık bu şekilde gerçekleşecek. Bir kişi hak sahibi olarak konut sahibi olduğunda yeni konutu teslim edilirken eskisini yıkayacak, teslim edecek, ondan sonra anahtar ve tapu alacak” dedi.
Geçmişten bugüne Rize genelinde bin 800 adet afet riski nedeniyle hak sahiplerine ev dağıtıldığının altını çizen Baydaş “Yaklaşık 1800 adet civarında geçmişte bu şekilde bu durumda olanlar. O genelge yayınlandıktan sonra bir toplantı yaptık. Onlarında da derecelendirmesini yapıyoruz. Çok eski olanlar var, onlarla ilgili afet bölgesi ilan edilmesi ile ilgili süreci kontrol ediyoruz, evlerin durumlarına bakıyoruz. Bazısı kağıt üzerinde görünüyor ama gerçekten metruk durumda. Bazısı da vatandaşımız ‘Bu duruyor ama benim bunu yıkmaya imkanım, gücüm yok’ diyor. Bazılarında da vatandaşımız ‘Ben bunu sadece çay toplamak için gittiğimde kullanıyorum. Çünkü etrafında çaylağım var’ diyor. Onunla ilgili de çok hızlı işlem yapacaklarımız var. Arada bir geçiş süreci tanıyacaklarımız olacak ve zaten işlem yapmamıza gerek kalmayan, ya vatandaşımızın kullanmadığı veya metruk hale gelmiş olanlar var. O süreci de işleteceğiz inşallah” ifadelerini kullandı.
Hiç kimsenin hayatını riske atamayacaklarını bu nedenle ‘Evini yıkmadan tapuyu alamaz’ kuralının tavizsiz uygulanacağın vurgulayan Baydaş “Bu konu çok önemlidir. Devletimiz bir yere ‘Burası afet bölgesidir ve buradan burada oturmaması lazım gelir’ dediğinde zaten o vatandaşımız için bir konut tahsis ediyor. Bizim öbür tarafı keyfi kullanımda kullanmaya devam etmememiz lazım. Çünkü afet bölgesi ilan edilmiş bir yer. Geçtiğimiz günlerde yaşadık. Biz oradaki hayati tehlikeyi göz önüne alamayız. Vatandaşımızın hayati tehlikesini göz önüne alamayız. Bununla ilgili de süreci başlattık, yürütüyoruz inşallah” şeklinde konuştu.