Rizeli yazar ve şair olan Mustafa Kar ölümünün yıl dönümünde anılıyor. Mustafa Kar şiirlerini üç adet kitapla okuyucuları ile paylaştı. Bu kitaplardan 2005 yılında yazılan düş ve düşünce ve Lazoğlu başlıklı kitapların basımı yapılmıştı. Mustafa Kar’ın yayına hazırlamakta olduğu, Rize’nin Toprakları, Yerden Göğe Kadar, Dün bugün yarın ve Sebep ve Sebepleri isimli dört kitap çalışması daha bulunuyordu. Rize’nin sevilen isimlerinden olan Mustafa Kar 1944 tarihinde doğdu. 1970 yılında kurduğu Akademi Grafik Reklam ajansında çalışmalarını yürüttü. Uzun yıllar Rize Haber Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmenliğini ve Yazı İşleri Müdürlüğünü yaptı. Genelde Rize ağzı ile yazdığı şiirler ile yörede ki insanlar tarafından çok sevilerek okunuyordu.
Mustafa Kar tarafından yazılan şiirler;
Kapandı Gitti Çağı
Şaravaz, pepeçura, kastaniça kabağı
Sacayak, pelki, hosti, kapandı gitti çağı,
Kunci, minci, korkota, koloti unutuldi,
Malahtara, likmene hasret kaldı gazyağı.
Burma, mabeyin, darni, kot, tereteri, hopeçi,
Gerdel, lahmi, pulama, küpun ağzında peçi,
Çali, çupi, kutuni, davli ve kondaridan,
Şimdi bahsettuğumde güleyi bizum paçi.
Lağus, şokali, lobya, pafuli, perçem, andi,
Metuşi, sehter, çiten altındakiler yandi.
Zimbilaçi tikeni, kardaşi hamduspara,
Benum gibi fukara, sirgan yedi uyandi.
İşkemi, seke, konsol, evun temele taşı,
Çiçili, kolistavra, langonanun kardaşi,
Furnesi, tumurlisi, çumuşi, çilbur yerken,
Paluzenun yanında dururdi etmeğaşi.
Hurtuli ve şurtuli, muncur, sumsuk, zibidi,
Pifoli, koso, muşi, kurçeli bizum idi.
Pasmanika, lohtiko, zuzuli ve çimidi,
Fundukla fitrukayi acep hangimuz yedi.
Murmurisle mamuris uyuturdi bizleri,
Pumburi, şepidinun hala bende izleri.
Çilipuli ve puli, karatağuk, çişona,
Alemidiye donuk makoçinun gözleri.
Geçen zaman içinde, değişti bizdeki dil,
Şimdi bu sözcükleri, ister oku, ister sil.
Rizeli arkadaşum, anam, babam, kardaşum
Alem bilmezse bile, ne deduğumi sen bil.
Heyyesa
Rastgele deyup denize
Çıktum heyyesa heyyesa
Ağı ettum kesterize
Döktüm heyyesa heyyesa...
Baktum ki baluk ponahat
Güverteye vurdum pat pat
Suyun altından parapat
Çektum heyyesa heyyesa...
Ağda hamsılar oynarken
Yüzüm güldi erken erken
Vurduğum voli kalkarken
Baktum heyyesa heyyesa...
Yürü dedi hak makamı
Şanssuzluk parktı yakamı
Babadan kalma takamı
Söktüm heyyesa heyyesa...
Hamlandı kolum bacağum
Yeni taka alacağum
Bir de motor takacağum
Bıktum heyyesa heyyesa...
Yürek meşalem yanayı
Kırdum likmen şinanayı
O eski kayahanayı
Yıktum heyyesa heyyesa...
Mustafa Kar ile Rize
Benzer mavi yeşil göze
Eriyup karadenize
Aktum heyyesa heyyesa...
Zümrüt Rize
Yeşili zümrütün tonunda türlü
Haftada bir doğan güneşi nurlu
Altı günü ve gecesi yağmurlu
Eteği denizle ıslanan RİZE !..
Rize bir başkadır özlendiğinde
Hele gören gözle gözlendiğinde
Dumanlı başıyla gizlendiğinde
Dağları göklere yaslanan RİZE !...
Ha uşak ha
Hayat yolı sarp kayaluk
Havada kuş suda baluk
Kader deyil fukaraluk
Ha uşak ha, ha uşak ha...
İsmuni yap bir kilişe
Bismillah de başla işe
Aduni yaz dağa taşa
Ha uşak ha, ha uşak ha...
Dağlar taşlar senun olsun
Çalış kazan yüzün gülsün
Seni gören örnek alsun
Ha uşak ha, ha uşak ha...
Sakın geçmişi unutma
Helal varken heram yutma
Laga luga atup tutma
Ha uşak ha, ha uşak ha...
Sen lazoğli Rizelisun
Biraz hirçinsun delisun
Yeri geldimi velisun
Ha uşak ha, ha uşak ha...
Hatıruna gelursa dün
İçun rahat olur bugün
Yarun ise taptaze gün
Ha uşak ha, ha uşak ha...
Geydum çaruklarumı
Geydum çaruklarumı gel bağla bağlarını
Gir koluma gezelum Rizenun dağlarını
Etekleri ıslanan dağlarun başı duman
Askoroz Deresi’ne düşenun halı yaman
Derenun sağ tarafı varup çıkar ğutoza
Oradan da gidilu dik dik molakamboza
Haçan gelduk kamboza geçelum potomyaya
Gürgene uğrayalum post serelum yaylaya
Setozun tepeleri benzeyi minareye
Minare gölgeleri vurur taşlidereye
Derenun sol tarafı enerken hazavite
Mişonadan andona çikilur kerevite
Andon ilicaları her bir derde devadur
Hemdamiki içmeler herkese bedavadur
Remanoz tepesinden değnek değersun göğe
Bayışağı endunmi yol keşişu humriğe
Haldozun tarihidur gülbaharun camesi
Kuvaroz dedilermi başlar şehir namesi
Şehrun üstünde kale kalenun ardı dosma
Ziraat bahçesinde asmaya çıkar yosma
Peripoldan aşağa endum mirakaloza
Mirakaloz yalıdan uzanu fetekoza
Fetekozdan yukarı yol var holoftereye
Kuzandanoz benzeyi darnıya pencereye
Veliköyün dağları bakar aponconoza
Aponconoz yüksekten seslenu kalamoza
İstavrı boğazından yol aldunmı perkama
Hamuda önümdedur sepetopom arkama
Arkamdaki sepetlan giderken yalı yalı
Kör olası gurbete oldum hasret hamalı.
Arkamdaki sepetlan size selam götürdüm
Kobrakor istanbula kalu ömür biturdum
O eski çarukları bir ömürdür saklarum
Rize akluma gelur tozlarını koklarum
Bu kokiyi çekmeklan burnum uzayu gitti
Gezduğumla yazduğum hoşçakalunla bitti...